Forum
=> Daha kayıt olmadın mı?Üye olmanız ve paylaşım yapmanız rica olunur
Forum - SeÇMe ŞiiRLeR
Burdasın: Forum => Her Telden => SeÇMe ŞiiRLeR |
|
yakup (şimdiye kadar 5 posta) |
Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı? Ağlamak için gözden yaş mı akmalı? Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı? Sevmek için güzele mi bakmalı? Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı? Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır? Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı? Hırsızlık; para, malmı çalmaktır? Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı? Solması için gülü dalından mı koparmalı? Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı? Öldürmek için silah, hançer mı olmalı? Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı? Victor Hugo | |||
yakup (şimdiye kadar 5 posta) |
Takvimlerden haberin yok mu Geçiyor yıllar Bana küsmüş yüzüme gülmez Zalim aynalar Kimimiz yorgun,kimimiz vurgun, Kimi isyankar Acı gerçek bu ömrümüz bir su Geçiyor yillar.. Vakit geç olmuş dönülmez yolmuş Yürek bin pişman Bundan böyle bana meyler dost Geceler düşman Hani nerde beklenenler Medet umdum senelerce Anılar hep dolu dizgin | |||
yakup (şimdiye kadar 5 posta) |
Çekilin karanlıklar, rahat bırakın beni Ölüme yaklaşmışken döndürmeyin yolumdan bedenimi ! Aşka dair herşeyi kapattım uykulara Yelkeni denizden alıp bıraktım karalara Kuşların şarkılarını da alıp plakların yanına koydum Ve yazdığım kitapları düşlerimle oydum Çekilin karanlıklar, rahat bırakın beni Ölüme yaklaşmışken döndürmeyin yolumdan bedenimi ! Bâkir aşk hiç bıkmadan acının yolunda ilerler Bütün melekler ona sevgiyle gülerler Kalbimin şaşkınlığı varoluşundandır Beni yıkan hep ihanetin oluşundandır Çekilin karanlıklar, rahat bırakın beni Ölüme yaklaşmışken döndürmeyin yolumdan bedenimi ! İnce bir dantel gibi işledim sevgiyi Yelken kırıp gitti mavi denizi Biçtiğim değerler ektiğim ekinlerdir Uykuya dalarım ben herşey güzelleşir Çekilin karanlıklar, rahat bırakın beni Ölüme yaklaşmışken döndürmeyin yolumdan bedenimi ! | |||
yakup (şimdiye kadar 5 posta) |
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer. Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer. Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer. Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık, çalınan birinin kalbiyse eğer. Korkulacak bir yanı yoktur aşkların, insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer. O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses, hiç bir zaman duyulmasaydı eğer. Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar, kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer. Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla, öylesine delice bakmasalardı eğer. Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer. Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin, son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer. Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman, meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer. Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman, beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer. Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla, tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer. O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi, yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer. O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar, son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer. Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri, her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer. Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de, dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer. Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel, namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer. Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından, dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer. Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de, sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer. Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine, kulağına okunacak biri olsaydı eğer. İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de, kartvizitinde “Onca ayrılığın birinci dereceden failidir.” denmeseydi eğer. Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar, ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer. Issızlığa teslim olmazdı sahiller, kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer. Sen gittikten sonra yalnız kalacağım. Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya, canım ellerini tutmak isterse… Evet sevgili, Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu, Kim uzanmak isterdi ince parmaklarına, Mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!! | |||
yakup (şimdiye kadar 5 posta) |
Öyle bir suskunluk ver ki tek dilim kalemim olsun Öyle bir suskunluk ver ki tek haykırışım gözyaşım olsun Öyle bir suskunluk ver ki kendi nefesimle boğuluyum Öyle bir suskunluk ver ki tek dostum kara toprak olsun.. Yaşamayı böyle bilseydim geçer miydim önünden dünyanın Sonunda gözyaşı görseydim anar mıydım adını mutluluğun 3 günlük dünyada tek yağmur olurmuydum Eceli ölüm sayarmıydım kayboluşumken doğumum Ey hayat sana bıraktı gülüşlerini gözlerim Kahkahalar yok merak etme doldurur gülümseyişlerin Fark edilmez; yokluğum daha iyidir bilirim Teslim ettim ruhumu koca bir sessizlik izler bedenim.... |
Cevapla:
Bütün konular: 46
Bütün postalar: 55
Bütün kullanıcılar: 11
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse
